Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | dile getirilmemiş | unsaid adj. | ||
The highest truth on the subject remains unsaid probably cannot be said. Konuyla ilgili en önemli gerçek söylenmeden kalır, muhtemelen dile getirilemez. More Sentences |
||||
General | ||||
General | dile getirilmemiş | unmentioned adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unbreathed adj. | ||
General | dile getirilmemiş | undeclared adj. | ||
General | dile getirilmemiş | undelivered adj. | ||
General | dile getirilmemiş | undischarged adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unexpressed adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unraised adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unuttered adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unverbalised adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unverbalized adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unuttered adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unvocalized adj. | ||
General | dile getirilmemiş | unremarked (upon) adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | üstü kapalı/dile getirilmemiş suçlama | veiled accusation n. |
General | üstü kapalı/dile getirilmemiş itham | veiled accusation n. |
General | üstü kapalı/dile getirilmemiş itham | unspoken accusation n. |
General | üstü kapalı/dile getirilmemiş suçlama | unspoken accusation n. |
Latin | ||
Latin | daha önce bir filozof tarafından dile getirilmemiş hiçbir saçma laf yoktur | nihil tam absurde dici potest, quod non dicatur ab aliquo philosophorum n. |